Boyun fıtığı ameliyatı dikkat edilmesi gereken hususlar

Boyun fıtığı ameliyatı sonrası dikkat edilmesi gereken hususlar, iyileşme sürecinizi hızlandırmak ve komplikasyon riskini azaltmak için önemlidir. İşte dikkat edilmesi gereken bazı noktalar:

  1. İstirahat ve Aktivite Kısıtlamaları:
    • Ameliyat sonrası ilk birkaç gün dinlenmek önemlidir.
    • Ağır kaldırma, ani hareketler ve zorlayıcı aktivitelerden kaçının.
    • Doktorunuzun önerdiği egzersizleri yapın ve fizik tedavi programına uyun.
  2. Ağrı ve İlaç Yönetimi:
    • Doktorunuzun verdiği ağrı kesici ve diğer ilaçları düzenli olarak alın.
    • Ağrınızın şiddetlenmesi durumunda doktorunuza başvurun.
  3. Yara Bakımı:
    • Ameliyat bölgesini temiz ve kuru tutun.
    • Bandajları ve dikişleri doktorunuzun önerdiği şekilde bakım yapın.
    • Enfeksiyon belirtileri (kızarıklık, şişlik, akıntı) görürseniz hemen doktorunuza başvurun.
  4. Beslenme ve Hidratasyon:
    • Dengeli ve besleyici bir diyetle beslenmeye özen gösterin.
    • Bol su içerek vücudunuzu yeterince nemli tutun.
  5. Uyku ve Dinlenme:
    • Yeterli uyku alın ve dinlenmeye özen gösterin.
    • Boyun bölgesini destekleyen uygun yastık kullanın.
  6. Duruş ve Ergonomi:
    • İyi bir duruş ve ergonomi sağlamak için dikkatli olun.
    • Uzun süreli oturmaktan ve yanlış duruşlardan kaçının.
  7. Kontrol Randevuları:
    • Doktorunuzun önerdiği tüm kontrol randevularına zamanında gidin.
    • Ameliyat sonrası iyileşme sürecinizin takibini yapın.
  8. Ruh Sağlığı:
    • İyileşme sürecinde moralinizi yüksek tutmak için stres yönetimi tekniklerini kullanın.
    • Gerektiğinde bir psikolog veya danışmanla görüşmekten çekinmeyin.

Boyun fıtığı ameliyatı sonrası dikkat edilmesi gereken bu hususlar, sağlıklı bir iyileşme süreci geçirmenize yardımcı olacaktır. Doktorunuzun önerilerini dikkate alarak hareket etmeniz önemlidir.

  • Ayağa kalkma ve yürüme
  • Oturma, yeme
  • Yatma pozisyonu
  • Tuvalet ihtiyacı
  • Pansuman
  • Banyo
  • Cinsellik
  • İşe başlama
  • Normal hayata dönüş
  • Boyunluk kullanımı
  • Egzersiz, FTR
  • Ağırlık kaldırma
  • Kontroller
  • Acil durumlar

Hipofiz ameliyatı sonrası dikkat edilmesi gereken hususlar

Hipofiz ameliyatı sonrası dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır:

  1. Dinlenme ve İyileşme:
    • Ameliyat sonrasında vücudun iyileşmesi için bolca dinlenmek önemlidir. Doktorunuzun önerdiği dinlenme süresine uymalısınız.
  2. İlaç Kullanımı:
    • Doktorunuz tarafından reçete edilen ilaçları düzenli ve doğru bir şekilde kullanmalısınız. Bu ilaçlar ağrı kesiciler, antibiyotikler veya hormon tedavisi ilaçları olabilir.
  3. Yara Bakımı:
    • Ameliyat bölgesinin temiz ve kuru tutulması gerekir. Doktorunuz yara bakım talimatları verecektir. Yaranın enfeksiyon kapmaması için bu talimatlara dikkatle uymalısınız.
  4. Baş Ağrısı ve Görme Problemleri:
    • Baş ağrısı veya görme problemleri yaşarsanız, bu durumları hemen doktorunuza bildirmeniz önemlidir. Bu belirtiler ciddi bir sorunun işareti olabilir.
  5. Hormonal Değişiklikler:
    • Hipofiz bezi hormonların düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. Ameliyat sonrası hormon seviyelerinizde değişiklikler olabilir. Doktorunuz hormon seviyelerinizi kontrol edecek ve gerekli tedaviyi uygulayacaktır.
  6. Kontroller ve Takip:
    • Ameliyat sonrası düzenli doktor kontrollerine gitmek önemlidir. Doktorunuz ameliyat bölgesini, hormon seviyelerinizi ve genel sağlığınızı değerlendirecektir.
  7. Fiziksel Aktivite:
    • Ameliyat sonrası ilk birkaç hafta ağır fiziksel aktivitelerden kaçınmalısınız. Doktorunuz ne zaman normal aktivitelerinize dönebileceğinizi belirtecektir.
  8. Beslenme:
    • Dengeli ve sağlıklı beslenmeye özen göstermelisiniz. Yeterli miktarda su içmek ve besleyici yiyecekler tüketmek iyileşme sürecini destekler.
  9. Enfeksiyon Belirtileri:
    • Ateş, kızarıklık, şişlik, akıntı gibi enfeksiyon belirtileri fark ederseniz hemen doktorunuza başvurmalısınız.
  10. Psikolojik Destek:
    • Ameliyat sonrası psikolojik olarak zorlanabileceğiniz durumlar olabilir. Bu gibi durumlarda bir psikolog veya destek grubundan yardım almak faydalı olabilir.

Her bireyin iyileşme süreci farklıdır ve doktorunuzun size özel önerilerine dikkatle uymalısınız.

  • Ayağa kalkma ve yürüme
  • Oturma, yeme
  • Yatma pozisyonu
  • Tuvalet ihtiyacı
  • Pansuman
  • Banyo
  • Cinsellik
  • İşe başlama
  • Normal hayata dönüş
  • Sümkürme ve ıkınma
  • Kontroller
  • Acil durumlar
  • Burun bakımı

Bel Fıtığında Nokta Atış Tedavisi

Bel Fıtığında Nokta Atış Tedavisi

Bel fıtığı, omurga disklerinin içerisinde bulunan jelin dışarı doğru sızması sonucu omurilik veya sinirlere baskı yaparak şiddetli ağrılara neden olan bir durumdur. Geleneksel tedavi yöntemleri arasında cerrahi müdahale de yer alsa da, günümüzde ameliyatsız tedavi seçenekleri de oldukça etkili sonuçlar vermektedir. Bu tedavilerden biri de nokta atış tedavisidir.

Bel Fıtığı Tedavisi

Bel fıtığı, genellikle bel bölgesinde, omurganın alt kısmında bulunan disklerde meydana gelir. Diskler, omurganın her bir omurunun arasında bulunan yastıkçıklardır ve omuriliği korurlar. Ancak zamanla bu disklerde yıpranma meydana gelebilir ve disk içerisinde bulunan jel kısmı dışarıya doğru sızabilir. Bu durumda omurilik veya sinir kökleri üzerinde baskı oluşarak ağrı ve rahatsızlık hissi ortaya çıkar.

Ameliyatsız Bel Fıtığı Tedavisi

Geleneksel tedavi yöntemlerinden biri olan cerrahi müdahale, ciddi vakalarda gerekebilir ancak çoğu durumda ameliyatsız tedavi seçenekleri tercih edilebilir. Bu seçenekler arasında fizik tedavi, ilaç tedavisi, egzersiz programları ve en önemlisi nokta atış tedavisi bulunmaktadır.

Nokta Atış Tedavisi Nedir?

Nokta atış tedavisi, bel fıtığı ağrılarını hedef alarak çok küçük iğneler aracılığıyla ilaçların doğrudan sinir kökleri veya omurilik yakınına enjekte edilmesini içerir. Bu tedavi, ağrıyı azaltmaya ve sinirlerin şişmesini ve iltihaplanmasını önlemeye yardımcı olabilir. Ayrıca, sinir köklerinin sıkışmasını azaltarak hastanın daha rahat hareket etmesini sağlayabilir.

Nokta Atış Tedavisi Nasıl Uygulanır?

Nokta atış tedavisi, genellikle lokal anestezi altında gerçekleştirilir. Uygulama sırasında, radyolojik görüntüleme teknikleri kullanılarak iğnenin doğru noktaya yönlendirilmesi sağlanır. İğne doğru yere ulaştığında, ilaç yavaşça enjekte edilir ve sinir köklerine veya omuriliğe etkili bir şekilde ulaşır.

Sonuç

Bel fıtığında nokta atış tedavisi, ameliyatsız bir seçenek olarak ağrıların hafifletilmesi ve fonksiyonun geri kazanılması için etkili bir yöntem olabilir. Ancak her tedavi seçeneğinde olduğu gibi, doktorunuzla yapacağınız detaylı bir değerlendirme sonucunda hangi tedavi seçeneğinin sizin için en uygun olduğunu belirlemeniz önemlidir.

 

 

Bel Fıtığında Nokta Atış Tedavisi

Bel Fıtığında Nokta Atış Tedavisi

Bel fıtığı, omurga disklerinin içerisinde bulunan jelin dışarı doğru sızması sonucu omurilik veya sinirlere baskı yaparak şiddetli ağrılara neden olan bir durumdur. Geleneksel tedavi yöntemleri arasında cerrahi müdahale de yer alsa da, günümüzde ameliyatsız tedavi seçenekleri de oldukça etkili sonuçlar vermektedir. Bu tedavilerden biri de nokta atış tedavisidir.

Bel Fıtığı Tedavisi

Bel fıtığı, genellikle bel bölgesinde, omurganın alt kısmında bulunan disklerde meydana gelir. Diskler, omurganın her bir omurunun arasında bulunan yastıkçıklardır ve omuriliği korurlar. Ancak zamanla bu disklerde yıpranma meydana gelebilir ve disk içerisinde bulunan jel kısmı dışarıya doğru sızabilir. Bu durumda omurilik veya sinir kökleri üzerinde baskı oluşarak ağrı ve rahatsızlık hissi ortaya çıkar.

Ameliyatsız Bel Fıtığı Tedavisi

Geleneksel tedavi yöntemlerinden biri olan cerrahi müdahale, ciddi vakalarda gerekebilir ancak çoğu durumda ameliyatsız tedavi seçenekleri tercih edilebilir. Bu seçenekler arasında fizik tedavi, ilaç tedavisi, egzersiz programları ve en önemlisi nokta atış tedavisi bulunmaktadır.

Nokta Atış Tedavisi Nedir?

Nokta atış tedavisi, bel fıtığı ağrılarını hedef alarak çok küçük iğneler aracılığıyla ilaçların doğrudan sinir kökleri veya omurilik yakınına enjekte edilmesini içerir. Bu tedavi, ağrıyı azaltmaya ve sinirlerin şişmesini ve iltihaplanmasını önlemeye yardımcı olabilir. Ayrıca, sinir köklerinin sıkışmasını azaltarak hastanın daha rahat hareket etmesini sağlayabilir.

Nokta Atış Tedavisi Nasıl Uygulanır?

Nokta atış tedavisi, genellikle lokal anestezi altında gerçekleştirilir. Uygulama sırasında, radyolojik görüntüleme teknikleri kullanılarak iğnenin doğru noktaya yönlendirilmesi sağlanır. İğne doğru yere ulaştığında, ilaç yavaşça enjekte edilir ve sinir köklerine veya omuriliğe etkili bir şekilde ulaşır.

Sonuç

Bel fıtığında nokta atış tedavisi, ameliyatsız bir seçenek olarak ağrıların hafifletilmesi ve fonksiyonun geri kazanılması için etkili bir yöntem olabilir. Ancak her tedavi seçeneğinde olduğu gibi, doktorunuzla yapacağınız detaylı bir değerlendirme sonucunda hangi tedavi seçeneğinin sizin için en uygun olduğunu belirlemeniz önemlidir.

 

 

Prof. Dr. Ömür Günaldı: Covid-19 sonrası kanser vakalarında artış gözlendi

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ömür Günaldı Haberler.com stüdyosunun konuğu oldu. Günaldı, Covid-19 pandemisi sonrası kanser vakalarında artış gözlemlendiğini belirtti.

Haberlercom stüdyosuna konuk olan Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ömür Günaldı, sunucu Melis Yaşar’ın sorduğu “Covid-19 pandemisinden sonra kalple ve beyinle ilgili hastalıkların arttığını görüyoruz. Hem virüs ve hem aşı olarak değerlendirecek olursanız etkisi nedir?” sorusuna “Covid-19 salgını bizi etkiledi. Belki aşılar da etkiledi ama bunu henüz bilmiyoruz. Covid öncesi ve sonrası arasında bir farklılık var.” cevabını verdi.

“DÜNYA YENİ VİRÜSLER BEKLİYOR”

Günaldı, laboratuvar ortamında üretilen yeni virüslerin yayılma tehlikesinden bahsederek “Dünya yeni virüsler bekliyor. Yeni virüsler, laboratuvar ortamında üretilmiş virüsler ve çok tehlikeli çalışmalar var. Bunların dışarıya sızması veya bilinçli olarak insanlığa tehdit olarak sunulması söz konusu olabilir. Bu konuda zaten devlet büyüklerimiz gerekeni yapıyorlardır. Çok tehlikeli gelişmeler de olabilir.” ifadelerini kullandı.

Haberler.com / Berkan Tayfun – Sağlık

EN İYİ DOKTOR SEÇİMİ

            “İstanbul en iyi beyin cerrah”,  “İstanbul en iyi beyin cerrah prof”, “İstanbul en iyi beyin cerrah uzman”.

            Bütün bunları neden yazdım? Hemen sorduğum sorunun cevabına geçeyim. Fakat önce ben bir soru sorayım ve cevabımı okumadan önce kafanızda siz bu soruya cevap verin. Siz veya bir yakınınız herhangi bir hastalığa yakalandığında veya bir ameliyat olması gerektiğinde kendinizi kime emanet  ediyorsunuz? Daha net sormam gerekirse örneğin benim alanımla ilgili bir beyin cerrahi uzmanı arıyorsanız doktor seçiminizi neye göre yaparsınız?

            Google’a “İstanbul en iyi beyin cerrah”,  “İstanbul en iyi beyin cerrah prof”, “İstanbul en iyi beyin cerrah uzman” gibi arama terimlerini yazıp aratır mısınız? Yoksa “İstanbul en iyi beyin cerrah”,  “İstanbul en iyi beyin cerrah prof”, “İstanbul en iyi beyin cerrah uzman” gibi arama kelimelerini instagramda mı aratırsınız? Youtube?

            Öncelikle yapılan araştırmalar göstermiş ki hastaların en çok güvendiği hekimler, daha önce tedavi olup hem tedavisinden hem de iletişiminden memnun kaldıkları olmuş. Bu hekimlere olan memnuniyetlerini çevrelerinde anlattıkları için ve hastanın zorlu süreçlerine şahit olan yakınları da onunla birlikte süreci yaşadıkları için bir başka hastalarının tedavilerinde yine o hekime veya o hekimin referans gösterdiği bir başka hekime güvenmektedirler. Yani kolu komşu tavsiyesi hekim referansında en ön sırada yer almaktadır.

            Peki internet mecrası olayın neresinde? İşte kolu komşudan sonra en çok tavsiye alınan yerin internet olduğu ortaya çıkmış. İnternette en çok kullanılan platformların ne olduğunu soracak olursanız buna araştırmalar hiç tereddütsüz Google diye yanıt bulmuş. Örneğin siz bir yakınınız için beyin tümörü ameliyatı konusunda İstanbul’da emanet edebileceğiniz güvenilir bir beyin cerrahı arıyorsunuz ve ilk yaptığınız iş Google a girip “İstanbul en iyi beyin cerrah”,  “İstanbul en iyi beyin cerrah prof”, “İstanbul en iyi beyin cerrah uzman” gibi anahtar kelimeler yazarak taratmak oluyor. Bu arada sadece doktor aramıyorsunuz. Aynı zamanda hastalığı da merak ediyor ve araştırmaya başlıyorsunuz. Hastalığın ameliyatının nasıl yapıldığını, ameliyattan başka seçenek olup olmadığını, ameliyatın risklerini vs hepsini araştırıyorsunuz. Bunun için en iyi ortam olarak Youtube platformunu görüyorsunuz. Hastalığı hem kısa hem uzun videolarla en net şekilde anlatacağını düşündüğünüz için belki de. Bu arada tüm bu arayışlar neticesinde bazı isimler kafanızda seçenekler arasında yer edinmeye başlıyor. Hemen instagrama girip o isimleri tek tek yazarak kim olduğunu, neler paylaştığını vs özel hayatıyla ilgili paylaşımlarına kadar bakarak o kişileri tanımaya başlıyorsunuz ve hangisinden daha çok elektrik aldıysanız ve hangisi size sanal ortamda da olsa güven uyandırdıysa birkaç seçenek kafanızda netleşiyor ve ulaşabildiklerinizle tek tek yüz yüze görüşerek edindiğiniz izlenime göre karar veriyorsunuz. Hatta özel bir hastanede size önerilen tedavinin gerçekten gerekli olup olmadığını teyit etmek için yoğunluğundan dolayı tedavi sırası beklemeyecek bile olsanız devlet hastanelerindeki hekimlerden de görüş alıyorsunuz. Bütün bu çabalar, yakınınızın iyi olması için gösterdiğiniz saygı duyulacak çabalarınız. Belki herkes bu basamakları uygulamıyor ama günümüz toplumunda bu süreç çoğunlukla böyle işliyor.

            Öyle ise ben bu yazıda size ne önereceğim? Aslına bakarsanız çoğunluğun yaptığı bu davranış şekli genel anlamda doğru fakat bazen kafa karıştırıcı olabiliyor. Örneğin Google arama motoruna “İstanbul en iyi beyin cerrah”,  “İstanbul en iyi beyin cerrah prof”, “İstanbul en iyi beyin cerrah uzman” yazdığınız zaman karşınıza ilk neyin çıkacağını söyleyeyim size. Sponsorlu web siteleri. Yani Google arama motoruna reklam için para verip aramalarda ön sıralara geçmeyi amaçlayan siteler. Tüm bu sponsorlu sitelerin bittiği yerden itibaren göreceğiniz siteler ise belli kriterlere uygun en iyi organize edilmiş içerikler üreten siteler olacaktır. Örneğin bu yazıda “İstanbul en iyi beyin cerrah”,  “İstanbul en iyi beyin cerrah prof”, “İstanbul en iyi beyin cerrah uzman” anahtar kelimelerini altı kez yazarak bu yazıyı internet siteme yükledikten bir müddet sonra gerekli SEO çalışmalarının sonucunu almayı ve taramalarda üst sıralara çıkmayı bekleyeceğim ve sizler benim daha popüler bir hekim olduğumu düşüneceksiniz. Oysa internet ortamıyla hiç ilgilenmeyen, benden çok daha iyi hekimlerin olabileceğini çoğunuz düşünmeyeceksiniz.

            O zaman size doğru seçim kriterlerini vermenin zamanı geldi. Eğer hastanızı İstanbul’da ameliyat ettireceğiniz iyi bir beyin cerrahı arıyorsanız aşağıda sıralayacağım kriterler konusunda emin olun derim:

  • Yukarıda yazdığım araştırma yöntemlerinden olumlu izlenim edinmiş olmalısınız fakat yeterli değil. Örneğin Google yorumları hasta veya yakınlarının yorumları gibi önemlidir fakat unutmayın ki bazıları olumlu yorum sayısını artırmak için profösyonel çalışmalar yürütebilmektedir.
  • Doktor bir yakınınızdan mutlaka tavsiye alın ya da onların doktor çevresinden tavsiye isteyin.
  • Ameliyat olmayı düşündüğünüz hekimi mutlaka çalıştığı hastanede tanıyan sağlık çalışanlarına özellikle hemşirelere sorun. Çünkü o doktoru en iyi tanıyan, hastalarının durumuna, doktorun hasta ile iletişimine en yakından tanık olan kişiler onlardır.
  • Doktorun özellikli ilgi alanlarını araştırın. Bir doktor neyi çok tedavi etmiş ve tecrübe kazanmışsa o hastalık konusunda ona daha fazla güvenebilirsiniz fakat aynı doktor branşıyla ilgili başka bir hastalığın tedavisinde yeterince tecrübe sahibi olmayabilir bunu unutmayın.
  • Doktorun bilimsel ve akademik özgeçmişine bakın
  • Doktor eğer internetten tanıtım yapıyorsa doktora yakışmayan hal ve davranışlar sergiliyorsa, şarlatanlıklar yapıyorsa onu derhal eleyin.
  • En önemli maddeyi en sonda yazıyorum. Herhangi bir olumsuz durumda, komplikasyonda ki her tedavide veya ameliyatta bu olabilir, doktorunuza kolay ulaşabileceğinize emin olun. Yani doktorunuz ulaşılmaz olmasın. Hemen bir telefon uzağınızda olsun. Kendisine veya asistanına her an ulaşabiliyor olun ki olumsuz bir durum geliştiğinde size yardım edebilsin.

Evet kıymetli dostlar. Benim bu yazıda anlatmak istediklerim bu kadar. Herkese sağlıklı günler diliyorum.

 

“Cushing sendromunun tedavisi obeziteden farklıdır”

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ömür Günaldı, obezite ekseninde cushing hastalığı ve cushing sendromu hakkında bilgi verdi. Obezite rahatsızlığınızın temelinde çözümü çok daha kolay başka hastalıkların olabileceğini belirten Prof. Dr. Günaldı, “Örneğin cushing hastalığı ve Cushing sendromu. Her iki hastalık da kandaki kortizol düzeyinin aşırı yükselmesiyle kendini gösteren en önemli obezite nedenlerinden biri olmasına rağmen tedavisi obezite cerrahisinden son derece farklıdır” diye konuştu.

Medicana Ataköy Hastanesi’nden Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ömür Günaldı, “Kortizolün normal değerlerde olması koşuluyla vücudumuz için hayati derecede öneme sahip en kritik hormonlardan biri. Gün içinde salgılanması ve kan düzeyleri farklılıklar göstermektedir. Bu hormonun vücudumuza faydalı etki göstermesi için böbreküstü bezlerimizin belli bir denge gözeterek bu hormonu salgılaması gerekmektedir. Bazı durumlarda bu denge bozulur ve kortizol aşırı derecede fazla salgılanır. Bu durumlardan biri böbreküstü bezinde kortizol üreten hücrelerin aşırı çoğalmasıyla ortaya çıkan ve cushing sendromu adı verilen iyi huylu tümörlerdir. Bir diğeri ise böbreküstü bezindeki bu hücrelerin kortizol üretmesini uyaran ve hipofiz bezinde yer alıp adreno kortiko tropik hormon adı verilen hormonu salgılayan hücrelerden gelişen iyi huylu tümörler yani hipofiz adenomlarıdır. Bu duruma cushing hastalığı adı verilmiştir” açıklamasında bulundu.

Her iki hastalığın da vücutta olması gerekenden fazla kortizol yüksekliği ile kendini gösterir ve önüne geçilemeyen obezite rahatsızlığı ile karşımıza çıktığının altını çizen Prof. Dr. Ömür Günaldı, “Bu durumda tek sorun obezite değildir. Beraberinde kortizolün neden olduğu pek çok sistemik ve metabolik problem de görülür. Hipertansiyon, kemik erimesi, diyabet, ciltte incelme, kıllanma artışı, sivilcelenme, psikiyatrik problemler vs. bunlardan sadece bazılarıdır” dedi.

Asıl hastalığı tespit etmeden o hastalığın neden olduğu ek hastalıkları tedavi etmeye çalışmak mutlak başarısızlık ve olumsuz sonuçlara neden olacağına değinen Prof. Dr. Günaldı, “Cushing hastalığı belki de bu tip girişimlere verilebilecek en iyi örneklerden biridir. Hastalığa neden olan hipofiz bezindeki bir mikroadenomu basit bir müdahale ile tamamen çözmek varken tek tek hipertansiyon, diyabet, osteoporoz, akne, kıllanma ve obezite gibi ek hastalıkları tedavi etmek mümkün değildir” diye konuştu.

HASTALIĞIN İLAÇLA TEDAVİSİ MÜMKÜN DEĞİLDİR

Obezitesi olan hastaların mutlaka öncelikle endokrinoloji uzmanları tarafından değerlendirilmesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Günaldı, “Kortizol yüksekliğine sebep olabilecek stres ve ilaçlar dahil pek çok sebep vardır ve bunların iyi ayırt edilmesi tedavinin başarısı açısından son derece önemlidir. Cushing bulgularının hipofizdeki adenoma bağlı olduğu yani cushing hastalığı tanısı kesinleştikten sonra tedavi süreci tercihen hipofiz konseyi kararı ve takibinde gerçekleştirilmelidir. Ne yazık ki günümüzde bu hastalığın ilaçla tedavisi mümkün değildir ve mutlaka ameliyat edilmesi gerekmektedir. Cushing hastalığına neden olan hipofiz adenomu genellikle çok küçük boyutlu olduğu için hemen hemen tamamı burun boşlukları yoluyla endoskopik yani kapalı yöntemle ameliyat edilebilmektedir” ifadelerini kullandı.

Bazen hipofiz adenomlarında tedavilerde başarı oranlarının düşebildiğini kaydeden Prof. Dr. Günaldı, “Bazen başarılı cerrahilerde bile nüks oranları diğer hipofiz adenomlarına göre daha yüksektir. Ameliyatın başarılı olmadığı durumlarda tekrar ameliyat veya radyocerrahi seçenekleri değerlendirilebilir. Başarılı ameliyatlardan sonra hastalar bir yıl içinde normal kilosuna dönebilmekte, sistemik hastalıklarında ise dramatik düzelmeler gözlenebilmektedir” dedi.

Kaynak : https://www.dha.com.tr/saglik-yasam/cushing-sendromunun-tedavisi-obeziteden-farklidir-2338006